Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Durkheim'a göre din; mabetlerin, din adamlarının, ritüellerin, duaların ve tanrıların çok ötesinde bir şeydir. Toplum tarafından yaratılmıştır ve toplum üyelerine amaç ve kimlik vermekle kalmaz, bu üyeler arasında dayanışma yaratır. Bu işlevi nedeniyle de hep bir şekilde var olacaktır.
Bütün dönemlerde, meşru olarak "kimlik" denebilecek kadar her koşulda ötekilerden son derece üstün, tek bir ana aidiyet olduğunu düşünen insanlar olmuştur. Kimileri için ulus, kimileri içinse din ya da sınıf. Ama hiçbir aidiyetin mutlak surette baskın çıkmadığını anlamak için dünyada olup biten farklı çatışmalara bir göz gezdirmek yeter. İnançlarının tehdit altında olduğunu hisseden insanlar arasında, bütün kimliklerini özetler gibi görünen şey dinsel aidiyet oluyor. ( Ama tehdit altında olan anadilleri ve etnik gruplarıysa, o zaman dindaşlarıyla kıyasıya savaşıyorlar. ) Türkler de Kürtler de Müslüman, ama dilleri farklı; çatışmaları bu yüzden daha mı az kanlı? Hutular da Tutsiler gibi Katolik ve aynı dili konuşuyorlar, bu onların birbirlerini katletmelerini önleyebildi mi? Çekler ve Slovaklar da Katolik, bu, bir arada yaşamalarını kolaylaştırmış mıydı?
Reklam
Din kişinin her şeyini kucaklayan bir kimlik değildir ve olamaz.¹⁶
Henkel
Din farkı gözetmeyen bu tür önemli katkılar, özel olarak ilgili in­sanların dindarlıklarının değil, engin vizyonlarının eseri olmaktadır. Böyle olmakla birlikte, bu olgu Mahbubul Hak'ı daha az Müslüman yapmıyordu. Kendi alanında dine olan inancı güçlüydü-Cl950'li yıl­ların başlarında, Cambridge Üniversitesindeki lisans öğrenciliğimden, 1998'deki ani ölümüne kadar) onun yakın arkadaşı olma ayrıcalığına erişmiş bir kişi olarak bunu teyit edebilirim. Müslümanların, bir yan­ da geniş çeşitliliğe sahip bağlılıkları, öte yanda özellikle onların dar anlamdaki İslami kimlikleri olmak üzere, bu ikisi arasındaki ayrımın anlaşılması olağanüstü önemlidir. Bu ayrımın önemine yapılan vurgunun dördüncü nedeni, şu anda sürdürülmekte olan "terörizme karşı verilen savaşların" bazılarında, bu noktanın önemli oranda-ve bazen de tümüyle-gözden kaçırılı­ yor olmasıdır. Bunun amaca çok ters düşen sonuçları olabilir-ve ben bu sonuçların yeterince bol olduğuna inanıyorum. Örneğin, te­ rörizme karşı savaşta, dini "kendi tarafına" devşirme çabaları sadece çok verimsiz olmakla kalmamış, aynı zamanda, bana kalırsa, ciddi bir kavramsal yön sapmasınada uğramıştır. Bu konu, üzerinde daha ay­rıntılı durulmayı kesinlikle haketmektedir.
Sayfa 94 - Henkel
Her İşin Başı İslâm
Muaz Ibni Cebel Radiyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “- Tamamıyla işin aslını (başını, temelini) haber vereyim mi sana?” “- Ver, Ya Rasûlallah!” “- İşin başı (aslı) İslâm’dır...” ( Tirmizî, İman 8; İbn Mâce, Fiten 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 231, 236, 237) Her şeyin temeline İslâm’ı
Dünya bir Karanlık Çağ'a girmiş görünüyor, diyorum ki insaniyetten geri kalan, yani yaşama ve direnme iradesi gösteren her şeyi, kimlik kâğıdı sormaksızın sahiplenelim. İnsanı aziz bilelim, hayatın tanığı olalım. "Yaşadım ben, kötülükle savaştım, şahit olsun buna insanlar" diyebilmek için, aşk ile evvela diyelim, "Şahidiyim ben, kendi hayatımın."
Reklam
KİMLİK KAYBI
Arap olmayanlar bakımından müslümanlık demek, bir bakıma araplaşmak demektir. Arap'ın dilini, geleneklerini, ilkelliklerini ve pisliğine varıncaya kadar her şeyini benimsemek, onu üstün ve kutsal bilmek demektir.
Sayfa 326Kitabı okudu
Newton'un Emanetleri
Dünyaca ünlü Don Brown, Christopher, Stophan, King gibi aksiyon-gerilim yazarlarının tarzına benzer şekilde güçlü ve gizemli kurgusuyla yazdığım bu roman günümüz insanının ve özellikle gençlerin ilgisini çekecektir. Romanımda mistik hikayelerden, değişik inançlardan, aşk öykülerinden ve sevgi dolu mesajlardan ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük fizikçilerinden gösterilen Newton'un hayatından kesitler sunduğum için kitap okuyucunun kültür düzeyini arttıracaktır. Geometri, Fizik kanunları, elektromanyetik dalgalar, ışınlanma, ses ve görüntünün uzaklara iletimi gibi bilimsel konulardan bahsederek okuyucunun bilime ilgisini çekmektedir. Doğru pedagojik eğitim, aile içi iletişim, ergenlik dönemindeki sorunlar gibi önemli konulara değindiğim bu Romanımın birey mutluluğu ve toplum huzuruna pozitif katkılar sunacağını düşünüyorum. İlahi beyanların kişi veya ırk üstünlüğünü reddetiği, bilimsel buluşlara ve sosya hayata öncülük ettiğini, kişinin davranışlarına ve amellerine de bakacağı gibi yorumlarım vardır. Böylece iyi insanın milli ve manevî değerlerini koruyarak evrensel bir kimlik alması gerektiğine yönelik mesajlar verdik. Diğer bir değişle kitabım dünya barışına katkı sunacak şekilde hazırlandı. Sonuç olarak kitabım sadece roman değil aynı zamanda deneme, bilim, aşk, hikâye, din kitabıdır. Elinize aldığınızda bırakmayacağınız harika bir kitap keyifli okumalar.
Erich Fromm'un anlayışına göre sekiz insan ihtiyacı vardır: ı. ilişki: Başka insanlarla ilişki kurma ihtiyacı. 2. Aşkınlık: Biz insanlar bu dünyaya kendi rızamız olma­dan geldiğimiz için, yaratarak ya da yıkarak kendi do­ğamızı aşmak ya da onun ötesine geçmek zorundayız. 3. Köklülük: Kökler yaratma ve kendini bu dünyada evinde hissetme ihtiyacı. Eğer bu ihtiyaç üretken bir şe­kilde giderilirse birey, anne ve çocuk arasındaki bağın ötesine geçer ve büyür; üretken bir şekilde giderilmez­se, bireyin anne güvenliğinin ötesine geçmekten kork­ma sonucunu doğurur. 4. Kimlik Duygusu: Fromm, kişinin aklı başında kalabil­mesi için bireysellik duygusuna ihtiyacı vardır. Sözko­nusu bu kimlik arzusu öylesine şiddetli olabilir ki kişiler bunun için çevrelerine itaat edip uyum sağlarlar. Bu uyum ya da itaat bireysel bir kimlik oluşturmaz, onun yerine, kişinin kimliğini başkalarından alıp geliştirme­sine sebep olur. 5. Bir Yönelim Çerçevesi: Bir kişi içinde yaşadığı dünyayı ve o dünyadaki yerini anlamaya ihtiyaç duyar. İnsanla­rın inandıkları din, bilim, kişisel felsefeleri ya da dün­ yaya belli bir açıdan bakma imkanı sağlayan herhangi bir referans noktası, onların hayatını şekillendirir, dü­zene sokar. 6. Dürtü ve Uyarım: Amaca erişmek için aktif olarak çaba gösterme. 7. Birlik: İnsan ve doğayla birlik duygusu ihtiyacı. 8. Verimlilik: Başarılı olduğunu hissetme ihtiyacı.
...Acılarla dolu bu çağda, Müslüman toplumların yaşadığı sorun, din ile siyaset arasındaki ilişkiden ziyade, din ile tarih, din ile kimlik, din ile onur arasındaki ilişkiyle bağlantılı. Müslüman ülkelerde dinin yaşanma biçimi, halkların içinde bulunduğu açmazı yansıtıyor; halbuki şu durumdan kurtulabilseler ve demokrasiye, modernliğe, laikliğe, birlikte yaşamaya, bilginin önceliğine, yaşamın övgüsüne uyan ayetleri yeniden bulabilseler, metinlere olan harfi harfine bağlılıkları daha yumuşak, daha sevecen, daha esnek olacak. Ama yalnızca kutsal metinlerin yeniden yorumlanmasıyla bir değişim olacağını ummak yanıltıcı olur. Bir kez daha yineleyeceğim için bağışlayın: Ne sorun ne de bunun çözümü kutsal metinlerde.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.